29 Aralık 2010 Çarşamba

topraktepe > lucarelli

siyasi söylemlerin güçlü olduğu ve çoğu zaman tribünlerin,
camiaların ve hatta kulüplerin önünde gittiği bir ülkedir, orası italyadır,
bir oyuncu çıkar "ben doğuştan koministim" der, ve bu duruşu ile yer edinir temelde,
saygımız var çünkü samimi ve içtendir, kimsenin yapamadığı gibi gerçekleri söyler,
ve oynadığı kulüp torino dan ayrılarak, doğduğu şehrin kulübüne daha ucuz bir fiyata imza atar, (100 bin euro kesinti ile)
ama asla bedavaya oynamaz, lucarelli livornolu bir liman işçisinin oğludur,
kulübünde büyük saygı görür, tribünlere hep yakındır,
sırt numarası livorno tribün grubunun kuruluşuna itafen 99 dur,

kaptan serdar topraktepenin davranışları ise kıyaslanamaz yukarıdaki paragrafdaki meslekdaşı ile,
yine yukarıdaki gibi siyasi temel'e ya da herhangi bir siyasi temel'e dayanmaz yaptıkları,
temelinde insan olmak vardır,
bu temel değer de dünya üzerinde pek de rağbet görmediği için livornolu liman çocukları gibi değer görmez,

ne kadar çok dile getirsek yaptıklarını o kadar değer kazanırmı? o da bilinmez,

ama serdar'ın hakkını kimseler ödeyemez,
yaptıkları herhangi bir futbolcu karşılaştırılamaz,
futbolcular üstü ve hatta futbolun değer yargılarının üzerinde bir saygıyı hak etmektedir,bu kulübün gerçekleri onun damarlarında akmaktadır,

sırt numarası 41'dir, tüm kocaeli'yi kapsar
bir röportaj'da söylediği gibi,

"Kocaeliye ilk kez 1999 depreminden sonra transfer oldum.
Daha sonra 2 kez farklı takımlara gidip geldim.
Her seferinde taraftar beni alkışlarla sahiplendi.
Bu sevgi sayesinde ister istemez insan bir şeyler yapmak istiyor.
Türkiyenin hiçbir ilinde bu kadar rahat değilim.
Dışarı çıktığım zaman bütün Kocaeli benimmiş gibi geziyorum."

santa claus must die.

- sevmiyorum bu adamı hafız,

28 Aralık 2010 Salı

atanmışlar...

kayyum heyeti hayırlı olsun, siyaset kokmaya başladı "?!?"



rafet kırgız
tff eski yöneticisi, KASKF eski başkanı, şehrimizin tanınmış spor adamlarından,



orhan sarısüleyman

sar-cam firmasının sahibi iş adamı, anap son il başkanı, seçimde chp ye geçti, sonra dp den gölcük ilçe başkanı olarak atandı.



kemal yazıcı

1966 tarihinde Trabzon Çaykara'da doğan Kemal Yazıcı, 39 yıldır Derince'de oturuyor. Çınarlı İlköğretim Okulu'nda 1977 yılında, İzmit İmam Hatip Lisesi'nden de 1984 yılında mezun oldu. Yıldız Üniversitesi Kocaeli Mühendislik Fakültesi KMYO-Muhasebe Bölümünü 1988 yılında, ayrıca Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Muhasebe Finansman Bölümünü ise 2002 yılında bitirdi. 1988 yılında muhasebe mesleğine başladı.
1995-2005 yılları arasında Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir olarak çalıştı. Kocaeli Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nda
2000-2008 yılları arasında 8 yıl meclis üyeliği ile basın yayın ve denetim komisyon üyeliği,
2004-2006 yılları arasında TÜRMOB (Türkiye Mali Müşavir ve Yeminli Müşavirler Odaları Birliği) birlik delegasyon üyeliği,
2003-2004 yılları arasında İGSAŞ İstanbul Gübre San. A.Ş. Denetim Kurulu üyeliği,
2005-2007 yılları arası İZAYDAŞ İzmit Atık ve Artıkları Yak. Değ. A.Ş. Genel Müdür yardımcılığı,
2005-2008 yıllarında Kocaeli Büyükşehir Kağıtspor Yönetim Kurulu üyeliği, 2006-2007 Kocaelispor Yönetim Kurulu üyeliği (Mali As Başkanlığı),
2001-2005 yılları arasında AKP Kocaeli Kurulu İl Yönetim Kurulu üyesi ve il muhasipliği görevlerinde bulundu.
01.07.2007 tarihinden itibaren Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Belde A.Ş. Genel Müdürü olarak görev yapan Kemal Yazıcı, AKP'den Derince Belediye Başkan aday adayı olmak için görevinden istifa etti. Trabzonlular Derneği üyesi olan Yazıcı, evli ve iki çocuk babasıdır.

16 Aralık 2010 Perşembe

erkek mi, kız mı?


ALLAH analı babalı büyütsün?
maçı izlerken bu sahneyi yakaladım
tv bir kaç saniye verdi,
ama biz mesajı aldık,
zaten adamsın, kaptansın, abisin,
futbolcusun, taraftarsın,
şimdi de baba olacaksın,
yakışır kaptan...

15 Aralık 2010 Çarşamba

kocaelispor 2 sakaryaspor 0 (kulübeden canlı yayın)






elektriklerin saat sekizden beri kesik olduğu iş yerimizin,
bekçi kulübesininde yandaki fabrikadan çektiğimiz elektrikle izledik maçı,
maç kulübede izlenir :)

maç hakkında tek yorum;

farkı kaçırdık be hafız...

13 Aralık 2010 Pazartesi

adamsınız...

taraftarlar derneğinden sakarya maçı için yapılan açıklama için tıklayınız.

3 ayı aşkın bir süredir yaptıkları çalışmalar ile kulübün unutturulmak istenilen itibarını tekrar hatırlatan derneğimize tebrikler,

10 Aralık 2010 Cuma

misafir geliyor ismetpaşa'ya...


nasıl bıraktın o mubarek sakalı,
-traş bıçağım yok ,
nasıl vurdun amerikayı,
-hişşş,
usame baba bize kıyak yapsana,
-tamam boLm,
sakarya'yı bombalasana,
-maçtan sonra ama,
ismetpaşa'da bir derbi
15 aralık 2010
saat: ya 13.30 ya da 19.oo :)

7 Aralık 2010 Salı

sevdaya yasak koyanların dünyada yeri olmaz.



duydum ki sakarya maçı için deplasman tribünü kapatılmış "ismetpaşa"mın,
bende diyorum ki,
"SEVDAYA YASAK KOYANIN DÜNYADA YERİ OLMAZ."

3 Aralık 2010 Cuma

kaptan, sana bir hafta izin...

Kaptan!
benden sana bir hafta izin,
tokat maçında gör sarı kartını bir hafta da deplasman yapmayıver,
sakarya maçında cezalı duruma düşersen eğer,
benim bünyem bunu kaldırmaz...

1 Aralık 2010 Çarşamba

defterler valiliğe doğru yola çıkar...

kulüp defterlerine el koyan kocaelis valiliği il dernekler müdürü Sn. Hurşit Ali ATALI'NIN bizim kocaeli gazetesine verdiği beyanat,

aslında yeni bir şey yok ama, ilimiz yöneticilerinden benzer şeyleri duymak işlerin düzgün gittiğinin bir ifadesi olmalı,

"Sorun kötü yönetilmek "

Kocaelispor`un ekonomik sıkıntı içinde olduğu hatırlatan Atalı,” Kocaelispor`un aslında derdi para değil. Kocaelispor`un derdi kötü yönetilmektir. Kötü yönetimlerin güven kaybı nedeniyle kentimizdeki iş adamları ve sanayiciler Kocaelispor`a sıcak bakmamışlardır. Kocaelispor`un derdi para değil. Kocaeli kenti, Kocaelispor gibi daha 3-4 takıma bakacak potansiyele sahiptir. Kocaelispor`u bu sıkıntılardan en geç 10 gün içinde de kurtaracağız” şeklinde konuştu.

30 Kasım 2010 Salı

classico güzelmesi

the months of November, is Monday
noucamp conflict broke out,
We entered the stadium, the stadium of darkness,
This is not as if the stadium cemetery
bargain made with the grim reaper,
getting hurt before the end of this match
getting hurt, getting hurt,
getting hurt before the end of this match

aylardan kasım, günlerden pazartesi
noucamp da çıktı çatışma,
stada girdik, stad karanlık,
stad değil bu sanki mezarlık
azrail ile yaptık pazarlık,
bu maç bitmeden alma canımı
alma canımı, alma canımı,
bu maç bitmeden alma canımı


I LOVE GOOGLE TRANSLATE :)
REAL SEVENLERİN BAŞI SAĞOLSUN...

29 Kasım 2010 Pazartesi

kocaelispor:0-elazığspor:0


bu karşılaşmanın bizi ilgilendiren pek ayrıntısı yok aslında, elazığspor istediği oldu, bir puan için oynadılar ve aldılar, ortasaha da oyun kurup rakibi yaptıkları paslarla bunaltan topu ayaklarında tutmayı seven bir takım olarak biliyorduk rakibimizi bu özelliğini de sadece ikinci yarının belli kesimlerinde gördük, - 45 ve 65.dakikalar arası -

kocaelispor ise ilk onbir'den iki eksiğini samet ve onur türk'le doldurmuştu, samet'in dk.63 de anıl'a bırakmasının ardından sağ kanada geçen onur bu kanada elazığ kenar yönetimin yaptığı taktik değişikliği de yetersiz bıraktı, ortasahanın ortasında etkisiz görülen onur bu açığını da savaşması ile kapattı. fakat kanada geçtiğinde sadece iki kaçırdığı pozisyonda gole giden rakibin 9 numarasının ayağından cem sinan aldı, maçın kalanında ise orta sahada ki görüntüsünden çok daha iyibir görüntü verdi.

esasında ikinci devrenin başında rakibin üstünlüğü ele alma çabası da bizim gole yönelik bir hamlemizden kaynaklanıyor, ali'yi forvette serdar'ı da sol çizgide başlatınca hocamız, orta sahada bir miktar çözüldük ama anıl'ın 63 de'ki değişikliği de bu durumu eşitledi, özellikle burak halil'in oyuna girmesi ile ercan orta sahada yer alması ile 83.dk'dan sonra 4-5-1 dizilişi ile rakibin iyice oyun planını bozduk, ilk pozisyonu 66'da ilk tehlikeli şutu 78.de kalemize gönderen rakibin son 3 haftada 11 gol atmış olabilmesi de enteresan bir durum,

ayrıca ceza yayı civarında da bulduğumuz tehlikeli serbest vuruşları değerlendirebileceğimiz bir duran top organizasyonuna ihtiyaç duyduğumuzu bu maçta açıkça gördük,

seyirci yine güzeldi,
bu sezondan itibaren takımı desteklemekten ziyade, topa koşan adamın ruhunu yakalamak, gol vuruşunu yapan oyuncunun kramponu olmak seviyelerine ulaştık,
güzel bir taraftarımız var, maçı yaşıyor,

bu nedenle gelen taraftar oturarak maç seyredince gözümüze batıyor haliylen,

22 Kasım 2010 Pazartesi

on maçlık serinin güç kaynağı...

KOCAELİSPOR 1-1 DARDANELSPOR A.Ş.
OFSPOR 0-0 KOCAELİSPOR
KOCAELİSPOR 2-0 ADANA DEMİRSPOR
EYÜPSPOR 0-0 KOCAELİSPOR
KOCAELİSPOR 2-1 PURSAKLARSPOR A.Ş.
FETHİYESPOR 1-1 KOCAELİSPOR
KOCAELİSPOR 2-0 PENDİKSPOR
KONYA T.SPOR 1-2 KOCAELİSPOR
KOCAELİSPOR 2-0 BALIKESİRSPOR
1461TRABZON 1-1 KOCAELİSPOR
KOCAELİSPOR - ELAZIĞSPOR 28 EYLÜL 2010
KOCAELİSPOR - TOKATSPOR 05 ARALIK 2010

Gandhi ne güzel söylemiş arkadaş,

"güç fiziksel kapasiteden gelmez, hiç bir şeye boyun eğmeyen bir arzudan kaynaklanır."

kazanma hırsı, konsantrasyon, ya da en basit tabiri ile inat gibi, mental kavramların merkezinde yükselen ve
insan üstü bir fiziksel kapasitenin vücut bulduğu bu dönem içerisinde bu sözün açıklanamaz, manasına ulaşmanın hazzı ile hayatına devam eden mutlu bir taraftarım.

ismetpaşaya gelip puan kazanmak isteyenlere tavsiyem,
HODRİMEYDAN'ı geçecek bir taktik üzerine çalışsınlar,

12 Kasım 2010 Cuma

evdeki huzur, zenginlik budur...

her müsabaka bir önceki müsabakadan daha önemli artık,
türk futbolunun içinde olduğu dönem itibarı ile her camiaya karşı bir artımız var,
"huzur"
14.11.2010 13:30
kocaelispor-balıkesirspor
ismet paşa stadı

10 Kasım 2010 Çarşamba

[GİFİŞİNE] E =σ / ε

zamanda "süneklik" :)

serdar iyi vurur oralardan...




gif-işini de bayağı sevmeye başladım :)

4 Kasım 2010 Perşembe

iğne deliğinden top geçer mi ?




Başlıktaki sorunun cevabını verir gibiydi, bu hafta samet,

-EVET GEÇER :)

şehre bir adam gelir...


şehre bir adam gelir,
"efsane"yi tekrar hatırlatır,
unutturmak isteyenlere,

27 Ekim 2010 Çarşamba

buraya kaçıncı gelişimiz...

kaç defa döndük direkten,
kaç defa tarih olmanın eşiğindeydik,
kaç defa söndü alevlenen umutlar,
nooluyor a.q.
buraya kaçıncı gelişimiz,
---
şimdide valilikte ki görüşmeyi bekliyoruz,
yeter be,
bizimki de can...

21 Ekim 2010 Perşembe

varmışız, yokmuşuz...


varlıkta, varlığı bölüşenler; yoklukta, yokluğu bölüşür,
karşılıksız sevmek tamda budur,
antalya kardeşimizdir,
bu prefabrik tribüne desteğe gelen kardeşimize teşekkür ederiz,
deplase olanların yüreğine sağlık...

20 Ekim 2010 Çarşamba

tribüncü babalara övgü


Tribünde Baba Olmak
Yukleyen 1925aa. - Basketbol, beyzbol, ve diger spor videolari.

video linki için efe okutucu'ya teşekkürü bir borç bilirim. :)
şunu da yazmadan geçemem, miraç eray tuvaletini öğrenmeden maça gelemez :)

11 Ekim 2010 Pazartesi

gönlümüzün bir numarasısın...



keşke dönebilsek eski günlere.
gönlümüzde bir numarasın sen hala sadigov,
kendi adıma yarın Azerbaycan'ı destekliyorum,
yanındayım kaptan.

bu ne boLm! -TELEGOL-

http://video.kanalturk.com.tr/?file=arsiv/telegol/federasyon_hesap


Bunda şaşacak birşey yok ki, yıllardır kullanıldığı bilinen bir yöntem,
bizde bu işlerin böyle yürütldüğünü biliyorduk, sadece ulusal bir kanalda konu haberleştirilince biraz dikkat çekti o kadar, üzerine gidilse de bir sonuç çıkmaz şayet bir sonuç çıksa bile bu kulübümüz aleyhine olur kanaatimce.

28 Eylül 2010 Salı

beklenen yazı kulübün resmi sitesinde yayınlandı, adamına göre 1 kilo kına yada bir dirhem helva dağıtımı başlayacaktır, tarih 31 ekim...


27 Eylül 2010 Pazartesi

duruş bozukluğu,

b.beld. adıyla bir açıklama yapıldı hafta içi, şimdi detaylarını buraya taşımak istemiyorum merak edenler için buradan link vereyim.

birde bu açıklamanın merkezine duruş diye bir kavramı yerleştirmişler ya gelde sinir yapma, bu duruş değil ki şüphesiz duruş bozukluğu...

düzgün duruşa bir örnek vererek yazımı noktalamak istiyorum, çok farklı ve uçuk bir örnek değil uzakta değil bize kardeşimiz antalyaspordan;

Büyükşehir Belediyesi köprülü kavşak reklam alanlarını Antalyaspor’a devretti

Büyükşehir Belediye Başkanı ve Antalyaspor Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın ile Antalyaspor Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Akıncıoğlu’nun imzaladığı protokolle köprülü kavşakların reklam alanları 3 yıl süreyle Antalyaspor’a devredildi.

İmza töreninde konuşan Başkan Akaydın, protokole Antalyaspor Vakfı Başkanı sıfatıyla imza koyduğunu belirterek, “Antalyaspor geçmişinde mali yönden çok sıkıntı yaşamış bir kulüp. Antalyaspor’u sabite yakın bir geliri olan, kolej niteliğinde bir kurum haline getirmek, yapacağımız en büyük iyilik olur diye düşünüyorum” dedi.

bu haberin devamı için aşağıdaki linki takip ediniz.
http://www.antalya.bel.tr/tr/bel_guncel/haber_detay.cfm?sayfa=8359

17 Eylül 2010 Cuma

gül biter stayla...



bu olay adliyelik olmuş yorum yazmak yanlış olur ama dün herşey sütlimanken bir gün sonra başkanla papaz olmanın ardındaki gerçekler yakında ortaya çıkar.

dip not: muammer başkanın vurduğu yerde gül biter stayla...

16 Eylül 2010 Perşembe

para göründü...


foto kaynak: korfezliyiz.net

basın açıklaması yapılıyor tesislerde, yatırımcı fuat donay, kulüp borclarını futbolcular ve kulüp çalışanlarından başlayarak ödemeye başlayacağını açıkladı,

hadi hayırlı olsun

14 Eylül 2010 Salı

otomat futbol yada para-çokomel eğrisi

Ne kadar para o kadar köfte, gibi güncel hayatta sıklıkla duyduğunuz bir sözcük ile açıklanacak kadar basit bir gerçek olarak duruyor önümüzde,
bu takımın alacağı galibiyet bir otomatın önüne elinizde bozuk paranızla gidipte para atmadan önce ürünü alacağınız gözde bulduğunuz bir "beleş" ürün kadar sevindirebilir, çünkü bir daha bu şansı yakalayamayacağınızı bilir ve o "beleş"in tadını çıkartırsınız, üstadında belirttiği gibi para-çokomel eğrisine geldi çattı sonumuz istemesekte futbolun gerçeği bu,

Biz bu takımı yürekten sevenler olarak tribündeki varlığımız ile bu işten para kazananların aynı ortak paydada buluşmaları gibi bir imkanın olmadığını hatırlamakta yarar var belki de,

-her ne kadar bizde bu formayı bu renkleri seviyoruz mücadele ediyoruz- falan filan deselerde, iş para-çokomel eğrisine geldiğinde işin gerçek yüzü çıkıyor ortaya,

  • daha ne yazılır ne söylenebilir, takım iki gün sonra fifa tarafından küme düşürülecek, toplamda 860000 euro borç nedeniyle işte gerçek bu, oynamayan adamlara para var ama kadroya yok,
  • parası olan bir yatırımcı bulundu ama bu durumuda iki defa denemiş bir camia olarak pekde umutlu değiliz,

maçıda yazmak isterdim ama, maça giden arkadaşımın "şutumuz yok abi sana ne anlatayım ben patatese bağladık maç sonu....küfür.....küfür....küfür.... " özetini alınca bende patatese bağladım.


Para Çokomel Eğrisi
Yükleyen ugur1984. - Daha fazla komik video için tıkla.

13 Eylül 2010 Pazartesi

3.HAFTA

DARDANELSPOR A.Ş. - TOKATSPOR [1-0]

PURSAKLARSPOR A.Ş. - KONYA TORKU ŞEKERSPOR [2]

BELEDİYE VANSPOR - Ş.URFASPOR [1-0]

TARSUS İDMAN YURDU - SAKARYASPOR A.Ş. [1-0]

TÜRK TELEKOMSPOR - KOCAELİSPOR [BANKO 2]

FETHİYESPOR - PENDİKSPOR [BANKO 1]

ADANA DEMİRSPOR - 1461 TRABZON [BANKO 1]

OFSPOR - ELAZIĞSPOR [0-2]

EYÜPSPOR - BALIKESİRSPOR [0-2]

7 Eylül 2010 Salı

siz değil forma güzel

bu haftanın belki de tek göze batanı formalardı,
lescon ile anlaşınca takım biraz içim burulmuştu,
bu formayı beğendim, ama sadece formayı,
içindekilere söyleyecek bir şeyim var,
"bu hafta sahaya ruhlarınızı da alarak çıkın."

müzik kutusu

her daim baş ucundan ayırmadığı müzik kutusunun kapağını tekrar açtı. Bu sabah, uyandığı anda kafasını çevirip
göz teması kurmuştu kırmızı kutuyla ama kapağını açmak için kalkıp ılık bir duş alması ve temiz kıyafetlerini giymeyi beklemeliydi.

nedense bu ritüeli her hafta tekrarlardı, -her pazar- diğer günler hiç yanına sokulmaz, görmezden gelirdi hatta,
parlak kırmızı kutuyu;

haftada bir, denemek için iyi bir zamanlamaydı, ayda dört yılda elliiki diye geçirdi içinden,

bozuk olduğunu kabullenemiyordu bir türlü, bunu kabullenmesi o güzel müziği tekrar duyması o balerini tekrar
görmesi demekti, ama bozuk olduğunu bir türlü kabüllenemiyordu işte, -bozuk olamazdı-

......

yine bir pazar ama farklı bir pazardı, giyinmeden yataktan kalkar kalkmaz, daha yatağın sıcağı sırtında dururken,
o minik kilidi kaldırıp kapağı hafifce kaldırdı, yine mağluptu...
ama bu sabah farklıydı herşey, giyinmeye dahi vakit yoktu,
sabırsız bir çocuk gibiydi koşa koşa çıktı evden iki eliyle sıkı sıkı tutuyordu, kırmızı kutusu hayatının en değerlisiydi,
bir kaç sokak geçti saatçinin kapısında durdu, nefes nefese kalmıştı,
saatçi daha yeni açılmıştı,
ihtiyar saatçi bir adama bir elindeki kutuya baktı, elini uzattı,
bir soruyu bile çok görmüştü, yüzünde minik bir gülümseme vardı,
usulca ters çevirdi kutuyu boynunda asılı duran anahtarı usulca yerleştirdi kutudaki minik yuvasına,
bir kaç tur çevirdi,

aldığı yere avuçların içerisine koydu usulca, kapağın altın sarısı kilidi gözlerini kamaştırıyordu sanki,
derin bir nefes aldı, kilidi usulca kaldırdı, kapağı hafifce araladı, mekanik bir "tık" ses geldi önce,
sonra o güzel müzik yükseldi kutudan, balerin döndü döndü, durdu....

nedense kendimi buluyorum son zamanlarda bu hikayenin bir kısmında, bir umuttur gidiyor içimde,
romantik kaygılar, şairane finaller mi arıyorum, -evet-

oysaki belimize kadar b.ka batmışız, yediğimiz yumruklardan ayağa kalkmayı unutmuşuz;
yoğun, kıvamlı bir sis bulutu nefes almamızı dahi güçleştiriyor sanki...

stadı "terk" ederken, hemen önümde ağlayan adam vardı,
bu romantizm mi? bilemedim ...
ama aşk olduğu kesindi işte,

sahanın en mahrem yeri olan filelerin içine o top düşmüştü bir kere...

-golden sonra-

bir an kendime geldim o uzun topta adamı savunmak yerine topu takip etmeliydi aydın, golden sonra kaleciye ters ters bakıp, formanı
çekelemekle sorun çözülmüyor artık,
hızlanan adımlar, sinirle yükselen homurtu, öfkeli kalabalık, ağlayan adam...

oysaki rakip ikinci devreye bir puana oynamayı tercih ederek başlamıştı, ama bizde bir tercih dahi yapılmamıştı;
tercih belki en başında yapılmıştır,

6 Eylül 2010 Pazartesi

OoOo....OoOo tükçançiyooo... ?!?!

aslında bu durum bir kaç hafta önceye dayanıyor oğlum tükçançiyoo... diye bağırarak kanepelerin üzerinden atlamasıyla başladı herşey
-tükçançiyoo ne oğlum,
-onlar uçuyo,
-kimler ???
-onlar işte,tükçançiyooo.
-"aha gene atladı"

neyse ki yunanistan maçını izlerken çözüldü büyük sır, 3 yaşındaki bir çocuğun spora bakış açısı OoOo... OoOo... tükçançiyodan ibaret :)

mevzuyu basketbolla bağdaştıramıyor ama, düny
a basketbol şampiyonası ise "biko basket onun için" :)

kocaeli tarsus maçını yazasım yok pek... belki bir iki gün sonra,


Turks are flying - Türkler uçuyor
Yükleyen freepasscomment. - Güncel haberleri izleyin

31 Ağustos 2010 Salı

neyimize çift forvet ?!?

Football Fans Know Better

çok acı bir tablodur bu, defansif kurguda aslında bu mevkilerin adamı olmayan üç oyuncu ile maça başlamamız -gökhan meral, uğur daşdemir ve cem sinan- gerçektende çok acı...
tek problem bu mudur hayır, ortasahanın göbeğinde uğur ve orhan gibi koşmak, rakibe basmak gibi niyetleri olmayan iki oyuncu da eklenince bu kara tabloya, zaten maça mağlup başlıyorsun 1-0 bu skorda dk.4 de yan topta arkadaki adamı defansımız unutunca vücut buldu zaten,

serdarın kişisel çabası ile cezasahasının sağ çizgisinin üzerinden aut çizgisine 2-3 metre mesafede vurduğu şutu kaleciyi geçip arka direğin dibinden ağlarla buluşunca skora denge geldi dk.16, fakat rakibimizin ataklarına pekte cevap veremediğimiz ilk yarının sonlarında skor urfa lehine 2-1 e geldi, soner hoca devreye hatasını düzelterek alinin yerine onur türk ile başladı, fakat bu değişiklik üçüncü golü yememize engel olamadı, dk.52 skor 3-1
-geçen sezondan pek bir varlığını göremediğimiz ali bayraktar'ın hala 45 dakika oyunda kalması da enteresandır.-

maçta 3-1 sona erdi. maçın son çeyreğinde bulduğumuz bir iki pozisyonda oyun taktiğinin ikinci devrede değişmesine bağlıyorum ben,

yönetimimiz hamza mutlu, m.hacıoğlu ve ali cansun'un takıma dönmesi konusunda çalışma başlatmış,

bu oyuncuların tarsus maçına yetişmeleri zor olacaktır ama benim ilk onbir önerim , şöyle olacak maalesef defansa yapılacak bir hamle görünmüyor, fakat tek forvet ve 5 ortaha ile başlamak tüm taraftarın gönlünde yatan taktik...

Football Fans Know Better

27 Ağustos 2010 Cuma

biz zaten bitmişiz, türk futbolu da bitsin...

bizim için laçkalaşan bir lisans krizi daha geldi çattı, bu sefer rakam daha makul kırkbeş bin türk lirası
ama bu parayı dahi ödeyecek durumumuz yok(-muş), ve bu para ödenmez ise bu haftaki rakibimize oynamadan "üç puan" hediye etmiş olacağız,
işin acı tarafı bu durum bir hafta daha sürer ise, bir alt kümeye paraşütsüz atlamış olacağız;

para alamamaktan dertli kaptan "aylardır madeni para bile almadım" dedi. geçen sabah çıkmadıkları idmanın ardından,

neyse gelelim bu sabaha, benim birşeyden haberim yoktu, (-ta ki servise binene kadar)
meğerse avrupa maçları varmış çakma büyüklerin,
elenince hemen türk futbolunu bitirdiler, -çok bilmişler-,
birde hakemleri beğenmiyorlar ya ağız birliği etmişcesine
bizde türk hakemlerini beğenmiyoruz, sizinle oynadığımız maçlarda özellikle

biz zaten bitmişiz, türk futboluda bitsin...

not: yenmek yenilmek önemli değil,
bir problem çıkmasa da körfezim sahaya çıksa bu hafta tek derdim bu,
yoksa türk futbolu başlamış bitmiş umurumda değil,

23 Ağustos 2010 Pazartesi

oruç vurdu başa, körfezim sen çok yaşa,

maç güzelmiydi değilmiydi, - güzeldi vallahi -
yerel gazete köşelerini işgal eden kalem insanlarına göre "umut verdi takım", ama tribüncüler bu tutuk takımı pekde umut ışığı olarak göremediler, uğur yasan'ın topla oynama isteksizliği, aydın'ın verdiği gol pası (asist rakibe yanlış anlaşılmasın.) acil sağbek ve bir stoper ihtiyacımız olduğunu açıkca hissettirdi, orta sahanın bu kadar tutuk görünmesinin nedeni ise rakibin orta sahanın göbeğini kalabalık tutması da olabilir uğur ile orhan'ın hazır olmaması da ama herkesin ortak düşüncesi şu, UĞUR DURMUŞ bize bu sezon çok süprizler yaşatacak, inanılmaz süratli ve teknik bire birde rakibin belini kırar :) uğur daşdemiri de beğendim kendi adıma, oyuna katkısı artmış, birde irileşmiş sanki, ayrıca ikinci devre oyuna dahil olan onur türk de ilk onbirde başlasa sırıtmazmış gibi,
bir kaç yorum okudum nedense serdar'ı pek beğenen yok, adam geçen sezondan daha iyiydi bence, penaltıyı kaçırdı ama zaten pozisyonda penaltı değildi :) birde biraz göbeği eritmiş gibi, bir kaç maça açılır, ama 90 dakika kalmaması lazım sahada, yaşı ve oyun anlayışı gereği, bence ikinci yarılarda takıma girse daha etkili olur,
4-4-2 ye yakın bir top oynuyoruz, orta sahada uğur biraz serbest hem defansın önünden top aldı hemde forvet arkasında oyun kurdu, sağ bekte oynayan ercan ise birkaç pas hatası dışında fena değildi, ama o santrafor oynamanın verdiği rahatlıkla yapılan birkaç pas hatasının defansda kalemizde göreceğimiz goller ile sonuçlana bileceğini unutmaması gerekir.
Tek forvet oynayacağımız maçlarda daha rekabetçi bir takım göreceğimiz kesin, çift forvet oynayacağımız maçlarda ise bu kurgu ile gol yememiz ise kaçınılmaz olacak, bu maçta da çift forvet oynamamıza rağmen gol pozisyonlarımız çok azdı,
ayrıca bu takımı hazır değil diye eleştirenlere tek problemin para olduğunu söylemeliyim, bu takıma iyi bir ödeme yapılırsa iş yaparız, para yerine umut dağıtılmaya decam edilirse, geçen sezonun kötü bir fotokopisini izleriz,
sezon sonuda topluca kemoterapiye gideriz,

16 Ağustos 2010 Pazartesi

3 Ağustos 2010 Salı

ben armutum hayri abi?

geçen sen bu dönemle
şuan arasında,
ben tek fark görüyorum...
takımın kampta olması,
diğer herşey aynı oyuncu kardeşlerimizin istekli oluşu,
nakit problemi,
belediyenin vurdumduymaz, ben yaptım oldu tavrı,

&&&&

mesela yönetimimizin bir kaç projesi var,
lokal olarak nakit problemini
çözeceği iddaasında yönetimimiz,
belediyenin olurunu bekliyor sadece,
maalesef ben bunlardan da ümitli değilim,

e geriye ne kaldı,
kombineler mi?

biz bu takımı destekliyoruz,
taraftarıyız,
geçmişe süngerde çekiyoruz,
hem de her hafta,
her mağlubiyetten sonra bir sonraki maçı,
umutla beklemeyi daha geçen sezon öğrendik,
-kocaelispor tribünü deplasmandan
tek farklı galibiyetle dönen takımına soğuk bakan
bir gelenekten gelmektedir ki
siz bunu benden daha iyi bilirsiniz...-

şimdi ortada yüklü bir fatura var,
ödeme tarihi çoktan geçmiş olan,
ben nacizane bir taraftarım...
kessinler bu faturayı da bana,

&&&&

bu faturayı ortaya bırakıp kaçanları,
bu durumu bilerek isteyerek ortaya çıkartanları,
bu durumdan fayda sağlayanları,
bu faturanın gerçek sahiplerini,
verdik dedikleri 30 trilyonu,
izmir de, kupamızı kaptanla kaldıran
ardından izmitte kupamızla gövde gösterisi yapanları,

unutalım...
hesap dahi sormayalım,

Geçmişi geçmişte bırakalım
Faydası yok çünkü.
ben armutum hayri abi,
tek suçu kombine almamak olan...

19 Temmuz 2010 Pazartesi

hayırlı olsun...(GRUPLAR BELLİ OLDU.)

tff. ikinci lig grup kuraları çekildi,
düştüğümüz yerden, kalkmasını da biliriz,
herkese hayırlı olsun...

KIRMIZI GRUP
1. TARSUS İDMAN YURDU
2. ADANA DEMİRSPOR
3. PURSAKLAR SPOR A.Ş.
4. TÜRK TELEKOM SPOR
5. BALIKESİR SPOR
6. ŞANLIURFA SPOR
7. BLD VAN SPOR
8. ELAZIĞ SPOR
9. DARDANEL SPOR A.Ş.
10. FETHİYE SPOR
11. EYÜP SPOR
12. PENDİK SPOR
13. KOCAELİ SPOR
14. SAKARYA SPOR A.Ş.
15. TOKAT SPOR
16. KONYA ŞEKER SPOR
17. OF SPOR
18. T. KARADENİZ SPOR A.Ş.


BEYAZ GRUP
1. İSKENDERUN D.Ç.
2. ALANYA SPOR
3. HACETTEPE SPOR
4. BUGSAŞ SPOR
5. E. ŞEKERSPOR A.Ş.
6. BANDIRMA SPOR
7. ADIYAMAN SPOR
8. YENİ MALATYA SPOR
9. MARDİN SPOR
10. TURGUTLU SPOR
11. GÖZTEPE A.Ş.
12. SARIYER
13. KÖRFEZ BLD. SPOR
14. GEBZE SPOR
15. BOZÜYÜKSPOR
16. ÇANKIRI BLD. SPOR
17. ÇORUM SPOR
18. A. SEBAT SPOR

14 Temmuz 2010 Çarşamba

bir gerçek var...

herkes birşeyler biliyor ama ya söylemeye cesareti yok, yada isteği, son on yılda gelişen iletişim teknolojileri sayesinde herkeste bir komplo teorisyenliği ve ima ile tespit yapma, gerçeğe tersten ulaşma tarzı bir evrilme oluştu, her beyinde ayrı bir fırtına var, hele bu bizim çevremizde ve konu KOCAELİSPORUMUZ olunca işler iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyor, şimdi bildiklerimizi alt alta yazalım,

- geçen sene bu zamanlarda kulüp muhasebe kayıtlarına el konuldu, mali polis ve maliye tarafından bir inceleme yapıldı, konu ankaraya oradanda bölge savcılığına intikal etti,

- belediye başkanı bağlı olduğu iktidarın diğer illerdeki uygulamalarına tezat olarak "bana kocaelispor demeyin" dedi, ardından başka bir toplantı da " beni kocaelispor yüzünden yargılasalar hesap veremem" tarzı bir söylemde daha bulundu.

- ardından bank asya'ya geri döndüğümüz sezon buradada tutunamadık ve ikinci lige geriledik,

- yukarıda yazdığımız mali incelemenin yapılmasını isteyen kulüp başkanımız MUAMMER ÇELİK daha önceki bir suç sebebi ile göz altına alındı, itirazlar sonuç vermedi yaklaşık bir ay tutuklu kaldı itirazlar sonuç vermedi, fakat mahkemenin bir sonraki oturumunda tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı,

- kev projeleri, liman işletme projeleri kurtuluş reçetesi olarak ortaya atıldı, ve yerel yönetimin tutumu nedeni ile ortada kaldı,

- serkan abinin "ONE MİNUTE" çıkışı oldu, 30 trilon verdik daha ne yapalım dedi vekilimiz, ama kime ne verildiğine dair bir açıklama yapmaktan imtina etti,

- oyuncularımız bir gitti bir geldi, kalan sağlar sezon öncesi kampında şu sıralarda,

atladıklarımda olabilir,
ama sherlock holmes haklı,
gördüğümüz gerçekler daima aldatır,

5 Temmuz 2010 Pazartesi

ACI VATAN

08.10.2010 ALMANYA - TÜRKİYE
07.10.2011 TÜRKİYE - ALMANYA

işte size iki önemli tarih 2012 avrupa şampiyonası grup eleme maçlarındaki fikstürümüzden, bildiğiniz gibi A grubunda yer alıyoruz.
diğer rakiplerimizi ise BELÇİKA, AVUSTURYA, AZERBAYCAN ve KAZAKİSTAN diğer iki rakibimizinde (BELÇİKA ve AVUSTURYA)önünde pek favori sayılmayız fakat
almanyanın dünya kupası performansını görünce tedirgin olmamak elde değil ingilizi, (messili) arjantini, dörtleyen adamlar bize neler yapabilir?

ayrıca bir dönem kayıkçı kavgasına dönen mesut özil olayına da geçmişden bir röportaj ışık tutabilir. "yorumlara dikkat"

http://www.mesutozil.net/mesut-ozil/mesut-ozil-turkiyenin-ilgisine-tesekkur-ederim.html

28 Haziran 2010 Pazartesi

ders niteliği...

Sanıklar ifadelerini verirken kendilerini savundu, hemen hemen hiç biri bir başkasını suçlamadı. Sadece sanıklardan Muharrem Genç ile Serhan Gürkan ifadelerinde birbirlerini suçlayıp, karşılıklı tartışmaya girince 2 nci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hakim Yusuf Coşkun sinirlenip, araya girdi. Hakim Coşkun, herkese ders niteliğinde şunları söyledi: “Ben buraya Giresun’dan geldim. Giresun, küçük bir şehir. Burası Kocaeli. Türkiye’nin kalbi. Kocaelispor’u neredeyse amatör kümeye düşürmüşsünüz. Hala birbirinizi suçluyorsunuz. Bu kulüp, İzmit’in onurudur. Artık Kocaelispor’u bu durumdan nasıl çıkartacaksınız, bunu düşünün. Sizin göreviniz takıma sahip çıkmaktı.”

tamam gerçekten de ders niteliğinde söylenilenler,
,ama MEVLANA HZ. de şöyle demiştir.
NE KADAR BİLİRSEN BİL, SÖYLEDİKLERİN KARŞINDAKİNİN ANLADIĞI KADARDIR.

23 Haziran 2010 Çarşamba

eliniz dursa, parmağınız durmuyor...















maçtan sonra tebrik etmek istediği domenech e elini uzatan pereira havada kalan elinin hesabını soruyor,

- olan domi, neyine güveniyon... burası güney afrika lan, aldırırım seni otelinden artis...
- tıssss......(domi, pereira nın arkadaki zenci yi keser göz ucuyla...) abi ver o mübarek elini öpiim
- akıllı ol,
- peki abi,

not1: haksızca geldiğiniz kupadan erken veda ettiğin için teşekkürler fransa...


21 Haziran 2010 Pazartesi

dünya kupası baretleri ?!?

google da "vuvuzela" diye bir arama yapın her bulduğunuz resimde baret takan birileri mutlaka vardır, çok enteresan bir durum bence şuan çalıştığım firmada baret takma zorunluluğu var ama kimsenin umurunda değil, adamlarda baret bir hayat felsefesi gibi stadda takıyorlar, bence bu durum vuvuzela'dan daha enteresan ve sosyolojik bir trauma...

bu sene statlarda görmek istemediğim iki şey var biri vuvuzela biri de baret,

ulan ismetpaşaya baretle gitsem millet g.tüyle güler...

sapanca gölünün doğusu...

TFF 2. Lig ekibi Sakaryaspor Kulübü'nün olağan kongresinde başkanlığa işadamı Rauf Batuboylu seçildi.
20 Haziran 2010 Pazar günü, Adapazarı Kültür Merkezi'nde (AKM) yapılan genel kurulda, seçime tek liste halinde giren Batuboylu, oy çokluğuyla başkanlığa getirildi.
Genel kurulda konuşan Batuboylu, uzun bir süreç yaşadıklarını belirterek, bugün yapılan genel kurulla son noktayı koyduklarını ifade etti.
Sorunları çözmek amacıyla elbirliği içinde hareket edeceklerini kaydeden Batuboylu, ''Allah'ın izniyle hep beraber sorunları aşacağımıza inanıyorum, kimse merak etmesin. Yapacağımız iki tane şeyi söylemek istiyorum. Hiçbir şeyi, nokta dâhil gizlemeyeceğimizi bilmenizi istiyorum. Kırgınlıkların tümünün ortadan kaldırılması için elimizden ne geliyorsa yapacağımızı bilmenizi istiyorum. Elbirliğiyle bu sorunu çözeriz'' diye konuştu.
Yüksek Divan Kurulu Başkanı Sabri Küçük ise 36 yıldan beri kulübün çeşitli kademelerinde görev aldığını belirterek, kulübün kamu borçlarının 14 milyon TL'ye ulaştığına dikkati çekti.
Küçük, Sakaryaspor'da görev almaktan herkesin vergi borçları nedeniyle kaçtığını ifade ederek, ''Büyükşehir Belediye Başkanı bu şehrin mülki amiridir. Sakaryaspor ona bizden daha çok gereklidir. 16 tane büyükşehir belediyesi var. Bunlardan bir tanesi Sakarya, takımı Sakaryaspor yerlerde sürünüyor. Sakaryaspor'a 14 milyon TL borç bırakan bir zihniyet bugün o borcu temizleyecek'' diye konuştu.
Sakaryasporlular Derneği adına konuşan Ercüment Şengül de kulüple yerel yöneticilerin ve siyasilerin ilgilenmediğini öne sürerek, ''İlgisizlik ve alakasızlık had safhada. Dikkatlerini çekmek istiyoruz, ne yapmamız gerekiyor anlamadık. Futbolun dünyada ülkeleri birbirine yaklaştırırken bu şehrin insanlarını birbirinden uzaklaştırmasını aklımız almıyor'' dedi

17 Haziran 2010 Perşembe

kurtuluş için bir reçeteniz mi var ???

Kocaelisporumuz için yaptığı tespitler ile daimi bir takipçisi olduğumuz Sn. İSMET ÇİĞİT’İN bugün (17.06.2010) tarihli ÖZGÜR KOCAELİ gazetesinin YORUM başlıklı köşe yazısından bir alıntıdır ,şimdi okuyacaklarınız, Yazının başlığı ise;
“AKP’de Nedim Arsal gibi 3 tane adam olsa, bu kent değişir.”
……
Büyükşehir Belediye Başkanımız İbrahim Karaosmanoğlu’nu çok seviyor ve sayıyorum. Ama farkındayım. O beni sevmiyor. Geçenlerde konuştuk. Başkan, Kocaelispor hakkında bana yetkiyi ver. Bu haliyle alayım, 3 yıl sonra Süper lige çıkartayım. Bu takım, bu kent için önemli dedim. Ama başkan korkuyor. Bilgiç’in Yüksel Projeye hazırlatıp getirdiği bütün projeleri bakmadan onaylıyor da, benim Kocaelispor’u kurtaralım fikrime sıcak bakmıyor.
……
Kocaelispor, bu kent için kelime anlamından birşeyler yitirmediğinin en güzel anlatıldığı paragraftır bu, demek ki içine düştüğümüz buhran, aslında geri dönülebilir, düzeltilebilir – ki bunu yapan kişinin kimliğinin, içeriğinin, siyasi fikirlerinin hiç önemi yok biz taraftarlar için – ama bu sürecin önündeki tek engel Büyükşehir Belediye Başkanımız İbrahim Karaosmanoğlu’imiş. Bu gerçeğin farkındaydık biz, bir de Sn. Nedim Arsal’ın dile getirmesi çok güzel olmuş.

Ayrıca bunu nasıl başaracağını da bir açıklasa, anlattıklarının altında yatan gerçeği bu paragrafın ötesine taşısa ve hatta Büyükşehir Belediye Başkanımız İbrahim Karaosmanoğlu’na rağmen bu fikirlerini şimdi ki yöneticilerimize de iletse, hatta başkanı gitse ziyaret etse bu kent yanınızda mesajı verse…

Neyse yine dellenmeden bu yazıyı bitireyim, neler oldu kulübümüzde hala verse ile olsanın peşindeyiz…

Rabbim, bu kulübü sevenlere sabır versin. Amin.

9 Haziran 2010 Çarşamba

bu açıklama sizin için sayın belediye başkanım...

GEÇTİĞİMİZ hafta Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde spor camiasının temsilcileriyle bir araya gelen ve entrikalar sonrasında tek oyla kaybettiğimiz 2016 adaylığımızla ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, “Bu organizasyonu kaybettik diye yılmamalıyız. Yenilerine aday olmalıyız. Türkiye ve dünya çapında daha fazla ismin öne çıkmasını sağlayabiliriz. Bir küçük çaba, bir küçük inisiyatif, bir küçük spor tesisi, yüzlerce, binlerce çocuğun hayatını değiştirebiliyor. Bir stadyum, bir spor takımı, bir kapalı yüzme havuzu, kapalı spor salonu tüm şehrin çehresini değiştirmeye yetebiliyor.
BİZ hükümet olarak imkânları da zorlayarak gençlerimizi, çocuklarımızı spora yönlendirmenin gayreti içindeyiz

10 Mayıs 2010 Pazartesi

bindirilmiş kıtalar...

Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu,
Belediye Başkanı Halil Bakırcı,
Emniyet Müdürü Şanbaz Demirtaş,
Ticaret odası başkanı Ömer Lütfüoğlu,
eski bakan, Tuncay Mataracı,
eski bakan Işın Çelebi,
Çaykur Genel Müdürü Ekrem Yüce,
TFF Başkan Vekili Servet Yardımcı,
Rizespor AŞ Başkanı Şadan Kalkavan,
Başkan Metin Kalkavan, Halim Mete ile birlikte Turgut Kıran,
Sportif A.Ş yöneticileri (27 kişi) dernek yönetim kurulu üyeleri
aslen rizeli olan 51 belediye başkanı (27 tanesi marmara bölgesinden)

ilimizden kim vardı derseniz,
rize valisine eşlik etmek adına,kocaeli valimiz Gökhan Sözer zorunluluk üzere orada olduğuna dair tespit yerel gazetelerde yazmaktadır,
ilimiz belediye başkanı aynı gün kent konut aş. nin ilimizdeki çeşitli yerlerindeki şantiyelerini ziyaret ediyordu,
ilimiz emniyet müdürü,ticaret odası başkanları da "şeref" tribününde değildiler,ve diğer zevat (1) ise yolunu bilmedikleri stattaki maçtan bile haberdar değildiler belki,
bindirilmiş kıta (2) ise deplasman tribününde yerini almıştı, maç başında maratondan yaya intikal edenler de dahil yaklaşık bin ikiyüz ile binbeş yüz arası izleyici ki içlerinden sadece beşyüz kadarı futbol için, tribün için oradaydı, (rizeden ve ilimize yakın çevreden gelen cefakar tribün emekçilerinin hakkını da yemek istemem.)

buraya kadar olan olay bizim için oldukça sıradan aslında, çok göç veren il takımlarının şehrimizin göç alan yapısı ve diğer büyük şehirlere olan yakınılığından kaynaklanan bir durum örneğini giresun, ordu gibi maçlarda çok yaşadık,

ama bir ilin yöneticilerinin futbol takımlarına bu kadar yakın durmasına alışık değiliz, en azından bize yapılan muamelelerden sonra iktidara yakın isimlerin bu maçta yer alması, tff den şike komisyonunda görevli "rizeli" bir yetkilinin bile maçta hazır bulunması gibi durumlar bizim yabancı olduğumuz hadiselerdir,

konuyu kısa kesmek istiyorum zira hala aklım oyundan çıkmadan hemen önce uğur durmuş (34)'un arkasına top atmasına rağmen ona çıkışan ali cansunda kaldı, koşan adamın -ki sahada koşan ender adamlarımızdandı- arkasına top atmak bırak futbol geçeklerini fizik kuralları ile örtüşen bir hareket bile değil,

nasıl bağırdıysam hala başım ağrıyor,

bank asya maceramıza ilişkin son sözüm şudur ki : ALLAH (C.C.) herkesin çarşısına göre pazar versin.


(1) zevat: kişiler, zatlar, (kaynak TDK)
(2) bindirilmiş kıta: Bir eylem için o konuyla ilgili olan/olmayan kişilerin toplanması, (kaynak RTE)

3 Mayıs 2010 Pazartesi

giderayak...

Bana bir varmış,
Bir yokmuş deme,
İçime dokunuyor...

Can YÜCEL

30 Nisan 2010 Cuma

buradan bakınca geriye,

ligde bulunduğumuz yerden bir alt kümeye düşenler şimdi ne yapıyor, belki bize örnek olmaz ama pekte iç açıcı bir tablo yok ortada, işte son sekiz sezonun sonuncularının şimdiki durumları,


2001-2002 AYDINSPOR puan:25
Amatör, aydın ili süper amatör küme maçları tamamlandı, 15 takımlı ligde 6. oldular.
2002-2003 ŞEKERSPOR puan:13
2005'de 2.ligten çekilmişti, satıldı. şimdi 2.ligb kategorisi yükselme grubunda sonuncu sırada,
2003-2004 İZMİRSPOR puan:31
3.lig 2.grupta düşmeme mücadelesi veriyor 7.sırada,
2004-2005 F.KARAGÜMRÜK puan:23
amatör, süper amatör küme 6.grupta lider olarak 3.lig terfi maçları oynamaya hak kazandı. (kocaeli grubunda mücadele verecek.)
2005-2006 DARDANELSPOR A.Ş. puan:19
bank asya birinci lig 17.sırada
2006-2007 UŞAKSPOR puan:29
amatör, (detaylı bilgi bulamadım ama kulüp faaliyetlerine son verilmiş galiba, nedeni ise 2.5milyon borç olması gösterilmiş)
2007-2008 MARDİNSPOR puan:14
2.lig 4.grupta 5.sırada
2008-2009 MALATYASPOR puan:29
2.lig 4.grupta son sırada

28 Nisan 2010 Çarşamba

favorim sırbistan...

bir dünya kupası daha geldi çattı,
kupayı kim alır bilmem ama yarı finale benim adayım Sırbistan olacak, (daha sonra bunu bir grafikle de aktaracağım)

grup maçlarını Fransa'nın önünde tamamladılar malumunuz,

Güney afrika da D grubunda Almanya, Avusturalya ve Gana ile oynayacaklar, grubu ikinci sırada tamamlayıp, (sadece almanya ya puan kaybedecekler)
ikinci turda C grubunu şayet lider olarak tamamlayabilirse, (ki adalılar pekte favorim değiller) İngiltere'yi devirip, ver elini çeyrek finalde A-B grublarından gelen Fransa onlarıda fesleyip, yarı finalde Brezilyanın kucağına.....

sonra bir uyandım mabad açıkta kalmış yemişiz gece gece soğuğu.... :)

27 Nisan 2010 Salı

The return of Congress

Son on ay içerisindeki dördüncü kongremiz, inşallah bu sefer hayırlı olur,

-----
"The return of Congress" böyle yazınca da korku filmi gibi oldu galiba,
-----


Maçı da yazamıyorum bir türlü bu, Erkan SAĞLIK denen kolpa stoperi hatırladıkça yazdıklarımı siliyorum satır satır, acziyetine kendi bile isyan etti ya maçın sonlarında, daha ne denir ki...
-----


resmi siteninkongre açıklaması,



Kocaelispor yönetim kurulunun daha önce aldığı karar gereğince Olağanüstü Kongre çoğunluğa bakılmaksızın 27 Nisan Salı Saat 18:00'de Dolphin Center Yunus Emre Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek.



Derneğin kongre salonu için alternatif güzergah açıklaması,



Saat 15.00 da acısu parkında toplanılacak ve eski tren yolu güzergahından dolphindeki kongre salonuna intikal edilecek,


21 Nisan 2010 Çarşamba

yeni bir lig...

Her şey Sakaryalı bir çalışma arkadaşımın “-abi seneye ne olacak?” sorusu ile başladı, nede olsa seneye beraberiz,
Daha önceki bir yazımda 2010–2011 dönemi futbol ligleri ile ilgili bir varsayımımı dile getirmiştim şimdi ise bu hızla yaklaşan gerçeğe bir zoom yapacağız,
İkinci ligde şu an 45 takım mücadele ediyor, 12 takım sezon sonunda küme düşecek, 3 takım birinci lige yükselecek ve üçüncü ligden 3 takım eklenecek ve elimizde 36 takım kalacak. İkinci ligde 2010–2011 sezonu ise onsekizerli iki grup ile oynanacak. —Bu detaylar için tff sitesindeki 2009-2010 lig statülerini inceleyiniz. —
Yine bir tahmin yaparak, bu hafta itibarı ile düşme potasındaki takımların üçüncü lige düştüğünü var sayarsak. (Yalova, Z.burnu, Beykoz, İstanbul, Tepecik, Denizli beld, Of, Kırşehir, Erzurum, D.diski, K.Maraş, Malatya) Üç takımı Bankasya’ya çıkartırsak. (Akhisar beld, Güngören, T.Telekom) üç takımı üçüncü ligden alırsak. (Balıkesir, Bandırma, Siirt) ve Bankasya’dan üç takımı alırsak. (KOCAELİSPOR, Hacettepe ve benim özel kontenjanımdan Ç.Rize)
Ortaya çok enteresan bir tablo çıkıyor.

1.grup
ALANYASPOR
BALIKESİRSPOR
BANDIRMASPOR
BOZÜYÜKSPOR
EYÜPSPOR
FETHİYESPOR
GEBZESPOR
GÖZTEPE A.Ş.
HACETTEPE
KOCAELİSPOR
KONYA ŞEKERSPOR
KÖRFEZ BELEDİYESPOR
PENDİKSPOR
SAKARYASPOR A.Ş.
SARIYER
TARSUS İDMAN YURDU
TKİ TAVŞANLI LİNYİTSPOR
TURGUTLUSPOR

2.grup
A.SEBATSPOR
ADANA DEMİRSPOR
ADIYAMANSPOR
BELEDİYE VANSPOR
BUGSAŞ SPOR
Ç.RİZESPOR
ÇANKIRI BLD. SPOR
ÇORUMSPOR
ELAZIĞSPOR
ETİMESGUT ŞEKERSPOR A.Ş.
İSKENDERUN DEMİR ÇELİKSPOR
KARSSPOR
MARDİNSPOR
PURSAKLARSPOR A.Ş.
SİİRTSPOR
Ş.URFASPOR
TOKATSPOR
TRABZON KARADENİZSPOR A.Ş.

20 Nisan 2010 Salı

kupa KÖRFEZ'in sapı kimin !?!

Büyükşehir belediyesi Nisan ayı meclis toplantısında 2009 yılı faaliyet raporunun oylaması öncesi konuşan Büyükşehir Belediye başkanı İbrahim Karaosmanoğlu keşkelerinden biri olduğunu ifade ettiği Kocaelispor için "Keşke hiç bulaşmasaydım, yaptığım her yardım heba oldu. Keşke o kupayı kaldırmasaydım, keşke şampiyon olmasaydı"; diye konuştu.


KEŞKE KOCAELİSPOR`A YARDIM ETMESEYDİM

Başkan Karaosmanoğlu Meclis toplantısındaki konuşmasında pişmanlıklarını anlatırken konu Kocaelispor`a geldi. "Kocaelispor keşkelerim arasında yer aldı diye Karaosmanoğlu, "Kocaelispor batağın içindeydi ve iyi yönetilmedi. Gelen adama biz yardımcı olduk. Keşke hiç yardımda bulunmasaydım. Her yardımım heba oldu. İzahı zor bir olay. Mahkemeye çıksam ifade edemem. Adam para verirsin oynar vermezsin oynamayarak maçı satar. Düz bir yardım da bulunduk ama olmadı. Keşke kupayı kaldırmasaydım, keşke şampiyon olmasaydık" diyerek Kocaelispor konusunda yardım etmenin pişmanlığını dile getirdi.



korfez org'da bu konuyu okuyunca içim cız etti. Aklıma nostaljik bir pankart geldi;


12 Nisan 2010 Pazartesi

IQ TESTİ

anaokulu giriş seviyesi için hazırlanmıştır, :-)
aşağıdaki dört resimden farklı olanı bulunuz !?!




resmin orjinali için (kalite pek iyi değil ama idare edin)(powerpointten bu kadar)

7 Nisan 2010 Çarşamba

Retired Jersey Number #41

“Dünyanın bütün kulüplerinin efsane isimleri var. Fenerbahçe"de Lefter, Cemil Turan; G.Saray’da Metin Oktay, Fatih Terim; Beşiktaş"ta Baba Hakkı, Vedat, Yusuf, Sergen; Bayern Münih’te Beckenbauer, Ajax’ta Cruyff, daha pek çok kulüp ve pek çok isim sayılabilir.” (1)
Özgür Kocaeli Gazetesi/İsmet ÇİĞİT

Sn. İsmet ÇİĞİT'in bir yazısından yaptığım alıntıda betimlemeye çalıştığı EFSANE çerçevesine bizim camiamızda sığan tek adamdır. KAPTAN SERDAR TOPRAKTEPE...


Retired Jersey bir NBA klasiğidir aslında, takımı için varını yoğunu ortaya koymuş, takımın ismi geçince hatırlanan, o camia için vazgeçilmez olan oyuncuları onore etmek için düzenlenen bir ritüeldir. (Oyuncu ile birlikte emekli olan forma diye türkçeye çevirsek herhalde yanlış olmaz.)


Nereden bakarsanız bakın Kaptan SERDAR'da bu hakkı elde etmiştir.


Bu sezon sonu aktif futbol yaşantısını noktalayacağına dair duyumlar kuvvetleniyor, (ki bu bir sene daha ertelene bilir bence)


Bu nedenle bu isteği dile getirme durumu oluştu, gerekli kamuoyu oluşturulmalı ve 27 nisan'daki kongre de bu durum dile getirilmelidir.


41 numaralı forma KAPTANIN sırtından asla çıkmamalıdır. Futbolu bıraktığı gün sırtında 41 no'lu forması olmalıdır, bu forma KAPTAN ile birlikte emekli olmalıdır.
DİPNOT: "Şanlı tarihimizi incelersek diğer değerli oyunculara haksızlık olur." Serzenişlerini duyar gibi oldum bu yazıyızı bitirdiğimde ama olsun yinede bu isteğimde ısrarlıyım, KAPTAN bu güzelliği bence hak ediyor.

5 Nisan 2010 Pazartesi

KINA YAKACAKLARA ÖĞÜTLER

Değerli büyüğümüz Prof. Dr. Ahmet Maranki'nin çalışmalarından alıntıdır.

- Kına, mayalı hamur, tereyağı üçü eşit olarak alınır, lapa haline getirilip, guatırın üzerine bağlanırsa guatırı eritir.
- Kına, tuzsuz tere yağı ile merhem yapılır, uyuz ve egzamaya sürülürse giderir.
- Kına, kaynatılarak yanıklar pansuman yapılır, sıcak olarak ağız gargara edilirse ağızdaki yaraları ve çatlakları şifaya kavuşturur.
- Kına, kaynatılır, suyu içilirse sarılığa, idrar zorluğuna şifa verir, kumları döker, gastrit ve kolite karşı şifa verir.
- Kına, tuzsuz tere yağı ile hamur yapılır ve apse üzerine konulursa fayda sağlar.
- Sirke ve kına hamur yapılarak ayağın altına sürülürse bu da harareti derhal aşağı atar ve keser.
- Kına, sirke ve arpa unu lapa haline getirilip ayak ve ayak parmaklarına sürülürse bu bölgedeki sancıları azaltır.
- Kına su ile hamur yapılıp ayaktaki yaralar üzerine konulursa şifa bulunabilir.Ayak terlemelerinde kına pudra olarak kullanılırsa iyi neticeler alınabilir.
- Kına kaynatılarak elde edilen su ile gargara yapılırsa bademcik iltihabında şifa bulunabilir.
- Kına, tuzsuz tere yağı ile macun yapılır birer kaşık yutulursa bağırsak iltihabına faydalı olur.
- Öksüz odu ve kına macun yapılır ve basur üzerine konursa şifa sağlar.
- Kına ve tuzsuz tere yağı ile merhem yapılır ve cerrahi yaralar üzerine konulursa iyileştirir.
- Kına su ile hamur yapılıp burun şişliği üzerine konulursa şifa bulunabilir.
- Kına hamur yapılık ayak altına sürülürse çiçek hastalığına iyi gelir.

2 Nisan 2010 Cuma

Bu şehir kaybediyor!

Blogu hayata geçirirken kesinlikle futbol yazacağıma dair bir söz vermiştim fakat siyasetin ülkemizde futbolun dışında kalmak gibi bir lüksü yok,
Kocaelisporumuzun bu içinde bulunduğu durum, şehrimizi yönetenlerin bu kentin vatandaşlarına verdiği değerin bir göstergesi adeta, özellikle profesyonel spor dallarında kentimizde bir erime olduğu gözle görülür bir gerçektir,
Bu kaybetme durumu başka mecralarda da devam ediyor, şehrimiz sporda olduğu kadar sanayi dalında da yaprak dökümüne giriyor artık,
Bugün çok sağlam bir kaynaktan bizzat duydum, Mannesmann boru fabrikası bilindiği gibi 2010 senesinde mevcut bulunduğu Yenidoğan mevkiindeki yerini belediye’nin gösterdiği Uzuntarla mevkiindeki araziye taşınacağını biliyoruz ki bu bilgi belediye ile yapılan protokolle – yanılmıyorsam 2007 yılında- kamuoyuna duyurulmuştu.
Ancak şu andaki durum bu fabrikanın sahibi olan Borusan Holding’in Gemlikte ki kompleksine taşınacağı şeklindedir.
Yani bir üretim odağını şehrimizden kaldırılıyorlar, yerine ise yeşil alan ve kongre merkezi yapılacak, bu bir başarıdır değil mi(?)
–Şehrimizden benzer bir örnek türk kablo fabrikasıdır, üretim yapan bir kuruluş kapandı yerine ise market açıldı.-
Şehrimiz kan kaybediyor, sadece sporda değil her kulvarda,

1 Nisan 2010 Perşembe

bir nisan, (bu aşkın şakası yok)

iki haftadan fazla oldu yazmayalı, bu durum benim yıllık iznimi kullanırken başıma gelenlerle alakalı biraz da, ne gazeteye ne de net'e elim gitmedi bir türlü,


şimdi de bir nisan münasebetiyle bir şaka ile başlayayım diyecektim,


abramoviç tesislere talip oldu, falan yazacaktım ama tam yazıyı bitirmişken -bir aydınlanma oldu- ne şaka yapacak bir durum var, ne de şakalanmak isteyen bir camia, bu şakaya anca karaosmanoğlu güler dedim kendi kendime, (ya da serhan gürkan)


şaka bile yapamıyoruz a.q.





12 Mart 2010 Cuma

holigan bob serisi -2-

13 Mart 2010

13.30: Boluspor v Altay (0–2) -


14 Mart 2010

13.30: K.D.Ç. Karabükspor v Orduspor (1 banko) -

13.30: Adanaspor v Giresunspor (1) -

13.30: Karşıyaka v Kartalspor (1) -

13.30: Mersin İdmanyurdu v Konyaspor (1–0) +

13.30: Çaykur Rizespor v Ç.Dardanelspor (2 banko) -

13.30: Kocaelispor v Erciyesspor (1 banko) -

13.30: Hacettepe v Gaziantep BB (1–0) -


15 Mart 2010

20.00: Samsunspor v Bucaspor (0) -


geçen haftaya inat dokuzda bir :)
ulan bir işimiz de doğru gitsin be...

5 Mart 2010 Cuma

holigan bob diyor ki :)













06 Mart 2010
13.30: Giresunspor v Boluspor (0) +
07 Mart 2010
13.30: Erciyesspor v Çaykur Rizespor (2) haftanın sürprizi -
13.30: Ç.Dardanelspor v Mersin İdmanyurdu (2) +
13.30: Kartalspor v K.D.Ç. Karabükspor (2 banko) +
13.30: Bucaspor v Orduspor (1) +
13.30: Gaziantep BB v Kocaelispor (2) inadına iki -
13.30: Altay v Hacettepe (1) ama belli olmaz belki de beraberlik +
13.30: Samsunspor v Adanaspor (2) +
08 Mart 2010
20.00: Konyaspor v Karşıyaka (2) +

dokuzda yedi yapmışım ben bile kendime inanamadım... :)

1 Mart 2010 Pazartesi

İleride çoğalmak;

Futbolda gol için uygulanan çağdaş bir taktik anlayış, ya da üstün yetenekli bir hücum oyuncunuz yoksa yapmanız gereken yegâne durum; orta sahayı koşan ve bitiriciliği yüksek olan oyunculardan oluşturmanız gereken bir taktiktir. Ayrıca savunmada dahi orta saha özellikleri barındıran top yapan oyun kuran oyuncuların bulunmasını gerektiren bir oyun anlayışıdır, aşağıdaki sözü şiar edinmiş olması gereken bir takımın uygulayabileceği bir plandır…
En iyi savunma, saldırıdır.
Robert James "Bobby" Fischer

Rakibimiz Altay böyle başladı işte oyuna, “ileride çoğalarak” bariz bir 4–2–4 kurgusu ile hatta onbeşinci dakikadan sonra gole kadar her kanat ortasında beş ya da altı Altaylı oyuncu ceza sahamızda gol kokluyordu adeta,

Ne ilginçtir ki bu kadar baskıya rağmen ilk golü bir kontra topta yedik, o dakikaya kadar her faulde oyunu kesen hakem bu sefer avantajı oynatıp golde küçükte olsa bir etki yaptı ama esas problem hırslı oyunu ile kendini sürekli kaybedip kademeyi bozan stoperimiz Aydın(58) da idi.

Rakibimizin tam tersine set oyunu oynayıp bir ya da çok zorda kalırsak iki kişi ile hücuma çıktık, gol için bize bir duran top lazımdı, o da kırk dördüncü dakikada serdarın(41) düşürülmesi ile elde edildi, golü Sheriff Suma (90) kaydetti. “Kaydetti deki kasıt önüne düşen topu kale çizgisinin ardına bırakmaktır.” Sınırlı yeteneği ile sahada da golden başka pek kayda değer bir hareketi olmadı.

Maçın ikinci devresine yine kalabalık çıkarak başlayan rakip 2-1’i bulduğunda, gol atabileceğimiz tek varyasyon olan duran top bu seferde köşe vuruşu olarak vücut buldu sahada, ön direkte yükselen Ali Cansun (17) zor bir pozisyondan gol çıkardı ve skora eşitlik getirdi. (Dk.66)

Çok geçmedi golden iki dakika sonra on dakika da dört faul yapan Ercan ikinci sarı karttan oyun dışında kaldı, gördüğü ikinci sarı kartın tek bir izahı var o da fiziksel olarak bitmiş olması topla giden rakibi takip edemeyeceğini anlayıp adamı indirmekte buldu çözümü, (Dk.68)

Hakem bu noktada haklıydı, bir dakika geçmedi ki kaptan’ın hırsına yenik düşüp topu yere vurmasının ardından hakem bir haklı kart daha çıkardı, kaldık dokuz kişi (Dk.69) oysa golle gelen bir inanç kaplamıştı tüm tribünü ama bu durum sadece 3 dakika sürdü. Rakibin hocası bu olayların ardından okay yoruşlu’yu aldı oyuna, bu isme dikkat yaş 16 ve Bank Asya’nın en genç gol atan oyuncusu (*)sadece oyuna girdikten altı dakika sonra golünü kaydetti. (DK.77)

Maç da burada bitti, ardından KILIÇASLAN’A yapılan bir ayıp var, bu olayı kimse tasvip edemez, esas tribünde gözden kaçan olay hasan uğur’un maratona doğru gelip sus işareti falan yapması oldu.

Ayrıca başkanın ikinci devreyi hodrimeydan ile izlemesi maçın ardından önce Kılıçaslan’ı sakinleştirme çabaları ve hakeme tepkisi de dikkat çekiciydi,

Yazmazsam olmaz : kaleci mevkiinde oynatmakta olduğumuz Fevzi(48) var ki evlere şenlik, kesinlikle yaptığı işin bilincinde değil, (sanki tatil günü fethiye caddesinde salınıyor. ciddiyetsiz(!))
Erhan Yılmaz(29) sağ kanatta oynamasına rağmen hiç defansif bir katkı yapmaması ve sürekli olarak kanadı kullanmak yerine içeriye doğru kat etmesi nedeniyle defansımızın sağ kanadında oynayan Atahan(77) çok zor durumda kaldı, ilk golde de kademe hatası yapan aydın(58) ın açığını kapatmak ile meşguldü.

Perşembe günü Pfdk hakkımızda “güzel” bir ceza verecektir mutlaka, sezon başından beri pek es geçmediler bizi, yine bir seyircisiz ceza alırız ve başkanın hakeme verdiği tepki nedeniyle de bir hak mahrumiyeti de gelecektir.

dipnot: Altay taraftarını galibiyet golünde gösterdikleri olgun tavır nedeniyle ayrıca tebrik etmek istiyorum.


(*) http://www.goal.com/tr/news/233/bank-asya-1-lig/2010/01/24/1758992/bank-asyada-rekor-k%C4%B1r%C4%B1ld%C4%B1

22 Şubat 2010 Pazartesi

Bizi bekleyen tehlike;

2010–2011 sezonu için türk futbolunda kökten bir statü değişikliği düşünüldüğü konuşuluyor kulislerde, üçüncü ligin kaldırılması ve ülkemizdeki profesyonel futbol kulüplerinin sayısının 100 veya altında bir rakama çekilmesi gündemde, (bu kararın temelinin 2007 de atıldığını da hatırlatmak isterim.)

Yani süper lig 18 takım, birinci lig 18 takım, ikinci lig 45 ile 72 takım arası olacak, bu durum ülke futboluna ne kazandırır tam bilemiyorum,

1- Profesyonel takım sayısının azaltılması sevk ve idareyi hızlandırabilir -kötü anlamda- yani siyasi bir müdahale daha çabuk tesir eder.
2- Kulüp başına düşen gelir artabilir, tabii ki o üç kardeşlere verilen peşin paralardan vazgeçilebilirse,
3- Deplasmanlı amatör kümede oluşacak rekabetçi bir ortamda genç futbolcuların yetişmesi sağlanabilir,

Bu sene düşmemiz durumunda camiamız için acı bir tablo oluşuyor, Profesyonelliğin son halkasında mücadele ediyor olacağız, buradan da düşmek demek, şu anki ismi ile amatör süper lige düşmek demek olacak. Bölgesel olarak Yalova-Sakarya-Kocaeli olarak eşleşmemizde muhtemel, bu yeni durumda dahi siyasi etkilerin izlerini görmek muhtemel olacak, belki de üçüncü lig takımlarının siyasi kulisi ile bu işten vazgeçilebilir.

Siyasetin bu kadar futbol ile iç içe olduğunun gözümüze battığı bir dönem daha olmamıştı, yurt genelinde o kadar çok örnek var ki, buraya yazmayı bile gereksiz buluyorum. Daha evvelde durum böyleydi belki, amma daha üstü kapalı ve gizliydi pek göze batmıyordu.

Biz de bir dönem (bknz. Sefa SİRMEN) bu çarkın içindeydik aslında, şimdiki siyasi akımın rakibi durumunda olan bir yapılanmanın içindeydik, sırf bu nedenle şimdi ipimizin çekilmeye çalışıldığını düşünüyor çoğumuz,

İzmir’den şampiyonluk kupasını alıp geldiğimiz gün takımın şehir turuna katılan belediye başkanımızın halet-i ruhiyesi ile şimdi yaptıkları ve söyledikleri arasında büyük bir uçurum var.

Başka kentlerin yöneticileri, kâh hakemlere düdük astırmak olsun, kâh kulüp için yardım toplamak olsun, bir takım doğru/yanlış aksiyon içindelerken, takımın şampiyonluk kupası ile şehir turu atan başkanımıza bir ince ayar yapıldı sanki…

Ama sezon sonu bizi bekleyen sadece küme düşmek değil, bizim için hazırlanan bir sona doğru atılan bir adım daha olacak gibi,

Konu ile ilgili,
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=946963

http://www.ajansspor.com/FORUM/forum_posts.asp?TID=1869&PID=95115

16 Şubat 2010 Salı

14 şubat güzellemesi

Aşk her zaman görmek istediğin yerdedir. Biraz geç olduğunun bende farkındayım ama 14 şubatta ki rezil futbolun etkilerini yeni yeni atıyorum üzerimden, yine de seviyorum be, isimlere değil renklerine aşığız,

dipnot: pembe deki kasıt 14 şubat hesabıdır, başka bir anlam ifade etmez,



15 Şubat 2010 Pazartesi

yalancı baharın yalan çiçeği

Ligde kalacağımıza inanıyorum ama adem çalık'ın inandığı kadar... 98 gün bekledik meğerse yalancı baharmış... (bu fotoyu da maçın ardından evimin bahçesinde çektim)

CENGİZ KURTOĞLU tüm kocaelispor taraftarları için söylüyor

Yalancı Bahar Sözleri
Gözlerin ayrılık adresi sanki
Aşkıma ihanet beklemiyorum
Bu muydu sevdanın payına düşen

Ben seni gözümden sakınıyordum
Yaşamaksa yaşanılır
Kader buysa katlanılır
Bende bir kaç hazin duygu
Kalleşliğin sende kalır
Yalancı baharın yalan çiçeği
Vefasızlık senin meziyetinmiş
Sen beni bırakıp gidiyorsun ya
İnsanlığın seni çoktan terketmiş
Yolunda harcarken Bütün ömrümü
Sende görmek varmış Zalim zulmünü
Yaşamaksa yaşanılır
Kader buysa katlanılır
Bende bir kaç hazin duygu
Kalleşliğin sende kalır

12 Şubat 2010 Cuma

"ay" mı uzak hindistan mı?

Öğretmen, sorar:
— Söyle bakalım yavrum, Hindistan mı daha uzaktır, Ay mı?
— Hindistan efendim.
— Nasıl olur der?
Öğretmen…
Çocukta cevap hazırdır…
— Öğretmenim, bazı geceler Ay'ı görebiliyoruz, ama Hindistan'ı hiç gördüğümüz yok ki...
__o__

Sezon başından beri Bank Asya Birinci Lig puan durumu ortada “dolunay” gibi,
Bizi tanımayan bloglar, forumlar ha düştü ha düşecek gözüyle bakıyorlar,
Bu söyleme dört hafta puan alamayarak tüyde dikmiş olsak da,
Ben bu hafta takımdan eminim,

Bekle üç puan HODRİMEYDAN seni almaya geliyor.
__o__

Bu da fıkranın İzmit’te mutasyona uğramış hali:

Sezon başından beri Bank Asya Birinci Lig puan durumuna bakan bir Kocaelispor taraftarına sormuşlar,
—Körfez sezon sonu na’apar boolum?
—Hindistan ?!?
—Kafan mı güzel boolum…
—Aha kavga çıktı :)

kim nerede serisi #001

ben onu 2-5 lik galatasaray maçındaki asisttiyle sevmiştim, Maurice Ross bizden ayrılıp memleketine dönmüştü(aberdeen fc.) şimdi ise yeni sezon için "beijing guoan f.c." anlaşma yapmış "maurice ross : çin macerası başlıyor."

bu adam da bize zorla çin ligini izlettirecek :)


kaynak : http://www.fcguoan.com/

11 Şubat 2010 Perşembe

kardeş mavisi...

bu entry için yazarın seçimi :
http://www.turkudinlerim.com/109/gulcan-kaya-mavilim-maviselim/

herhalde maç bitiminde ömer abi okay'ın kulağını çekmiştir inceden, yazmıyayım, söylemiyeyim, unutayım gitsin diyorum ama olmuyor işte;

böyle maç mı anlatılır arkadaş, sanki gs şampiyonlar ligi finalinde karşısında da lazio var rakip,

(işte lazio mavisi bilmeyenler için)

maçın son onbeş dakikasında gs özellikle üçüncü golü bulduktan sonra o turu getirecek golü bulması için çok dua etmiştir herhalde okay karacan (tamam tabii ki abartıyorum fakat) şu maçı bir banttan izlesin, eminim bana hak verecek.

bu kadar köpürterek anlatmaya adeta "golü atanın her yerini öpücem" havasını bize yaşatmaya kimsenin hakkı yok...

en büyük ayıbı da necati ikinci gole giderken yaptı "ankaraspor" diyerek, bu ayrıntı en önemlisi işte, okay karacan gs ye o kadar konsantre olmuş ki kardeşimizin ismini bile telaffuzda zorlandı.


(burda da ankaraspor mavisi, unutanlar için)

Görülüyor ki ortada karışacak bir şey yok bu mavi başka mavi, KARDEŞ MAVİSİ, teşekkürler antalya, finali de al, bari bir kupa görelim bu sezon...
(işte KARDEŞ MAVİSİ)

10 Şubat 2010 Çarşamba

her aşkın sonu intihardır(!)

Anadolu’dan bir takım sevmek, mahallenin güzel kızını sevmek gibidir biraz, her daim onu düşünsen de, kendi hayallerini feda etsen de yolunda;
Yüzün gülmez işte, köprü altında, yarım kalmış inşaatta sabahlamak uğruna, kendini yollara vurursun, Belki bu hafta göz göze geliriz ümidiyle…
Bakmak gözlerinin içine, bir umut beklemek bir saat kırk beş dakika yeşil çimende süzülürken; o kalbini çalan ilk karşılaşmanızı tekrar hatırlatan boşluğa düşersin, susmadan boğazın sökülürcesine bağırsan da arkasından,
Dönüp bakmaz ya da bakamaz ya, işte bu coğrafya da her aşk bir intihar bu yüzden,


_______________________ -- _______________________

Muammer ÇELİK'in Adana maçı ardından yaptığı basın açıklaması üç gündür her gün bir kaç defa okuyorum, aşk ve sevgi ne de güzel yakışıyor, KOCAELİSPOR'umuzla aynı cümlede kullanıldığında ama bir gerçek var bilinmesi gereken bu coğrafya'da her aşk bir intihardır.
seversen belki yaralı kurtulma şansın olur ama aşk = intihardır,


işte o açıklamanın tam metni:

Bazı sevgiler vardır. Tarif edilemez yalnızca sever aşık olursunuz. İşte benimde en büyük aşkım KOCAELİSPOR'dur.Herkesin terk ettiği bitirmek istediği oralı olmadığı aşkıma duyansız kalamazdım. Kalmadım da. Bu Kulüp Süper Lige çıktığımız zaman ve ardından lisansları çıkartacağız deyip yönetime gelenler tarafından bu hale getirildi.
Yönetim olarak Türkiye'nin olmaz dediğini başardık. İyi bir takım oluşturduk. Tek sıkıntımız uzun zamandır lig maçı oynamayan futbolculardı. Son Adanaspor maçına baktığımızda 1 puana bile sevinmem mümkün olmayan yerden yenilerek ayrıldık. Bizler bu durumları bilerek bu kulübü sahiplendik. 3 milyon TL nakit, 3.5 milyon TL çek dağıttık.
Bu şehirde yaşayanlardan kimseden maddi destek almadık. Sanki herkes söz birliği yapmış gibi yok olmamızı gözlüyor. Bu kulübü mahfedenler aldığımız bu neticelerle sevinç yaşıyorlar. Sağdan soldan dedikodu üretiyorlar. Bizler yılmadık yılmayacağız. Sevinçleri kursaklarında kalacak. Bu gün itibari ile takımdaki futbolculara ve personele para dağıtmak için mücadele edeceğiz.
Bu Kulübü mahvedeceksin, lisansları çıkartacağız diye kulübe talip olacaksın sonra kombine bilet parasını ödemeyeceksin. Kulübün 500 bin TL'sini alıp kaçacaksın. Bu arkadaşların peşini bırakmayacağım. Adli mercilerde hesaplarını verecekler. Biz yılmadık yılmayacağız.
Sağdan soldan dedikoduları yapanlar utanacaklar. Kaldı ki hangi yüzle bunları yapıyorlar. Kocaelispor herkesi şaşırtacak. Yeşil siyahımız 42 puanla bu lig'de kalacak. Muammer Çelik gibi herkesin bu davaya inanması gerekiyor. Daha önümüzde 39 puanlık bir periyot var. Bu periyotta alınacak 28 puan Kocaelispor'un ligde kalışını rahat bir şekilde sağlayabilir. Bunu başarmak içinde inanmak gerekir.Ne demiş atalarımız inanmak başarmanın yarısıdır. Matematiksel olarak ligde kalma şansı olduğu sürece havlu atmamamız gerekir.