Maç öncesi iftarımı yan sahanın tribünlerinde yaptım. Adalının sıraya pek de riayet etmeyen yapısından dolayı (protokol sırası işliyor orada bir “abi” geldi mi, ilk sıraya geçiyor.) köftemi maraton tarafından alıp geldim. Ama böylesi de güzel,
Maçtan önceki tek olumsuzluk maratonun bilet gişeleri tarafındaki kapıların 19.50 gibi açılması oldu. Benim gibi sigara kullanmayan biri için yasağa riayet edilmesi gereğini de yazmadan geçemeyeceğim, saygı duruşuna uyum sağlanmış olması da çok güzeldi, stadımızda böyle olaylara pek riayet edilmezdi.
Derken maç başladı.
Nooluyo lan(!) dedim daha maçın başında, KOCAELİSPORUMUZUN “gencecik” takımı İspanyol milli takımının aragones’ten, del bosque’ye miras kalan 4–1–3–2 taktiğinin savunmaya dayalı bir yorumu ile oynuyorduk -kesinlikle-,
Ve bu oyunun kilit noktası olan defansın önünde hem ön libero hem de orta saha görevi üstlenen üçlümüzden BİLAL TURGUT (6) ve ONUR ALKAN(18) biraz daha defansif bir çizgide tamamladılar maçı, GÖKHAN MERAL (91) ise daha çok SERDAR TOPRAKTEPE(41)’Yİ ilerde yalnız bırakmamak için her atakta forveti ikilemeye çalıştı. (ön sıramızda kızıyla birlikte maça gelen adamın sorduğu turuncu kramponlu adam kim sorusunun cevabı da GÖKHAN’DI.) bu üçlüye bolu maçı sonrasında da dikkat çekmiştim ama bu maçta canlı izlediğim bu üçlü geleceğin metin-ali-feyyazı tadı bıraktı damağımızda…
Şimdi KOCAELİSPORUMUZU, İSPANYA ile karşılaştırmak biraz abes gelebilir, ama sağ ve sol açık UĞUR (66) ve MEHMET (11)’İN ataklara ilk 60 dakika pek katılmamasını bu savunma taktiğine bağlıyorum, tabii ki bu taktik aslında kanat topları ile golü hedefler, ama savunma içinde iyi bir diziliş olduğunu dün akşam gördük. Zaten kanat toplarına ne vuracak kadar ilerde çoğalabilirdik, ne de bu toplara vurabilecek forvetlere sahiptik.
Maçın sonlarına doğru rakibimizin gol umudu Kamerunlularını bazen kaçırmış olsalarda, SERDAR’IN kaçırdığı gol kadar net bir pozisyonu rakibine göstermeyen defans dörtlümüzde göz kamaştırdı. Ayrıca maçın 89.dakikasında sakatlanarak sahayı terk eden HARUN EREN(33)’İ de merak ediyorum doğrusu maçı ilk dakikalarından bu yana didiştiği rakibinin Kamerunlularını maç boyunca rahat bırakmadı, özellikle ilk devre top göstermedi dersem hiç de abartmış olmam.
Sonuç olarak Hacettepe ve Bolu maçları ile giderek yükselen bir çizgi yakalayan kadromuz artık Adana maçı ile neler yapabileceklerini ispatladı. Artık bir galibiyet için tüm şartlar oluşmuş gibi görünüyor.
Maçtan önceki tek olumsuzluk maratonun bilet gişeleri tarafındaki kapıların 19.50 gibi açılması oldu. Benim gibi sigara kullanmayan biri için yasağa riayet edilmesi gereğini de yazmadan geçemeyeceğim, saygı duruşuna uyum sağlanmış olması da çok güzeldi, stadımızda böyle olaylara pek riayet edilmezdi.
Derken maç başladı.
Nooluyo lan(!) dedim daha maçın başında, KOCAELİSPORUMUZUN “gencecik” takımı İspanyol milli takımının aragones’ten, del bosque’ye miras kalan 4–1–3–2 taktiğinin savunmaya dayalı bir yorumu ile oynuyorduk -kesinlikle-,
Ve bu oyunun kilit noktası olan defansın önünde hem ön libero hem de orta saha görevi üstlenen üçlümüzden BİLAL TURGUT (6) ve ONUR ALKAN(18) biraz daha defansif bir çizgide tamamladılar maçı, GÖKHAN MERAL (91) ise daha çok SERDAR TOPRAKTEPE(41)’Yİ ilerde yalnız bırakmamak için her atakta forveti ikilemeye çalıştı. (ön sıramızda kızıyla birlikte maça gelen adamın sorduğu turuncu kramponlu adam kim sorusunun cevabı da GÖKHAN’DI.) bu üçlüye bolu maçı sonrasında da dikkat çekmiştim ama bu maçta canlı izlediğim bu üçlü geleceğin metin-ali-feyyazı tadı bıraktı damağımızda…
Şimdi KOCAELİSPORUMUZU, İSPANYA ile karşılaştırmak biraz abes gelebilir, ama sağ ve sol açık UĞUR (66) ve MEHMET (11)’İN ataklara ilk 60 dakika pek katılmamasını bu savunma taktiğine bağlıyorum, tabii ki bu taktik aslında kanat topları ile golü hedefler, ama savunma içinde iyi bir diziliş olduğunu dün akşam gördük. Zaten kanat toplarına ne vuracak kadar ilerde çoğalabilirdik, ne de bu toplara vurabilecek forvetlere sahiptik.
Maçın sonlarına doğru rakibimizin gol umudu Kamerunlularını bazen kaçırmış olsalarda, SERDAR’IN kaçırdığı gol kadar net bir pozisyonu rakibine göstermeyen defans dörtlümüzde göz kamaştırdı. Ayrıca maçın 89.dakikasında sakatlanarak sahayı terk eden HARUN EREN(33)’İ de merak ediyorum doğrusu maçı ilk dakikalarından bu yana didiştiği rakibinin Kamerunlularını maç boyunca rahat bırakmadı, özellikle ilk devre top göstermedi dersem hiç de abartmış olmam.
Sonuç olarak Hacettepe ve Bolu maçları ile giderek yükselen bir çizgi yakalayan kadromuz artık Adana maçı ile neler yapabileceklerini ispatladı. Artık bir galibiyet için tüm şartlar oluşmuş gibi görünüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder