12 Ekim 2009 Pazartesi

Ineffaceable

Aslında başlığa “dayanılmaz acı” yazacaktım ama Serdar(41) 2.golü atınca vazgeçtim, 10.dk.’da kaçırdığı golden sonra öndeki koltuğu yumruklarken kendime geldim, sağ el başparmağım şişti, harbiden dayanılmaz bir acı, :)
Ama sonra yerel gazetelerde geçen hafta bizi silme planları yapıldığına dair yazılar geçişti gözümün önünden, bende “SİLİNEMEZ” dedim, (bizim yerel yöneticiler türkçe anlamaz diye de ingilizce yazdım.)
Son yazımda yaptığım kadro tahminimin tam olarak tutmamış olmasına rağmen Mehmet(11)’in sol beke monte edilmesi önünde de Gökhan(91)’ın oynaması takımın sol kanat organizasyonlarını pozitif yönde çok değiştirmiş, özellikle üçüncü goldeki asist ve gol vuruşu on numaraydı, ayrıca maç boyunca istekli oyunu ile parmak ısırtan Gökhan(91) ilk golünde asistini yapmıştı,
Her ne kadar maç sonunda rakibin hocası karşılaşmanın beşinci dakikasındaki verilmeyen penaltılarının maçın dönüm noktası olduğunu söylese de, bence 1.dk. üst direğimizden dönen top maçın dönüm noktası idi, maçın bitiş düdüğü ise atamadıkları penaltı da çalmıştı zaten(dakika 56) tamda önümüzde oldu pozisyon ama hakemin kaleciye faul yapılan pozisyondan nasıl bir penaltı ürettiğini çözemedim.
Ayrıca ilk defa bu kadar hakemle oynayan ve rakibe çirkeflik yapan bir takım gördüm ismet paşada, her topsuz pozisyonda bir itişme-tartışma vardı, hala nasıl Cem Sinan(5)’ın forması yırtılmadı şaşırıyorum doğrusu. Rakibin 99 forma numaralı oyuncusu Ertan herhalde formayı çok beğenmiş olmalı ki bırakmadı maç boyu, birde 34 numaralı Gökhan Solak vardı ki evlere şenlik, bildiğin varyete(*) sanatçısı, her pozisyonda çakallık peşindeydi,
İlk devre kaçanlar gol olsa 7–2 gibi acayip bir skor çıkardı ortaya, rakibimizin açık oynayan takımlara karşı aldığı 2 galibiyetinin olması, hiçte şaşırtmadı beni çünkü bu anlayış ile ilk altıdaki her takımı yeneceklerdir, fakat kapalı oynayan ve hızlı çıkan rakiplere karşı hiç şansları yok,
Çok enteresan bir detayı da yazmadan geçemeyeceğim, geçen haftaki Altay maçında ilk 25 dk. gördüğümüz iki kırmızı karta rağmen hiç sarı kart görmedik, ama bu hafta rakibimiz 9 sarı kart gördü buna rağmen kırmızı kart maç bitiminde (o da hakeme itirazdan) geldi, her halde bu hafta hakem sarı kartlarda seçici davrandı, üst üste gelmesin diye,
Umarım bu üst düzey oyun haftaya da devam eder ve böylece bu galibiyetin üzerine de cila atılmış olur,
Söylemeden edemeyeceğim bir konu da var ki anonsu yapan araç, paşanınmış(!) hangi paşa dendiğini duyar gibiyim, cevap vereyim hemen “köprülü ibo paşa”

(*) varyete; Fr. variété // a.(varye'te) 1. Şarkı, dans, hokkabazlık, temsil gibi aralarında ilişki bulunmayan farklı oyunlardan oluşan gösteri. (kaynak: TDK büyük türkçe sözlük)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder