13 Eylül 2011 Salı

ne desem boş artık...

tam da doğrumudur bu diziliş bilemedim, maça konsantre bile olamadım, ilk on dakika da keyfim kaçtı, aldı aklımı sorular, sorular...
herşeyi koy bir kenara da onurun sağ kanatta ne işi var diyesim geldi,
sinan kim rıza kim arkadaş yaw,
çakılı 4 stoperle oynayan takım mı kaldı,
engin süperlig topçusu değilmiydi ne işi var bu onbirde,
fahrettin abi yunus ne iş yapar bu takımda değince bir titredim geldim kendime, o arada adıyaman 6 pastan kaçırdı yüzde yüzü,

uzun pas yapan ön libero olarak bilal iyi de bir de kanada attığı pasları tuttursa, aslında enginde iyi derinlemesine taşıdığı topların "birini" sadece bir tekini olumlu kullansa, geçen sezondan bir tek metin kalmış formunu koruyan, o da olmasa mazallah...

keyfe keder yeseydik golü ilk devrede bir hareketlenme olurdu "belki", ama rakipte becerememeyince devre sıfır-sıfır bitti, ikinci yarıya maratonun deniz tarafından devam kararı alıp kalktık asıl nedenimiz sigara problemiydi, çorumdan devre skoruda gelince sigara yakmak farz oldu, ben içmiyorum ama yanımdakilere polis göz açtırmadı, "-genç söndür onu söndür!!!"

yalandan yürüyüp içtiler sigaralarını, bu arada maç tekrar başladı aynı kahır devam bizim maç kadrosunu kim yapmış olabilirki , herhalde adıyamanın hocası rica etmiştir, atak yapmadan maç bitiren sol kanat olur mu be rıza, -"ah ulan rıza" diyorya ahmet kaya boş yere demiyor işte :)-

oyuna girenlerden yasini beğendim bir tek en azından çabalıyor çocuk ilk on bir başlasa enginden daha yararlı olur sanki,

vel hasılı bu kadro ve oyun anlayışı ile bırak bank asyayı staddan çıkıp, bankamatiğe gidemeyiz... gibi

neyse ki haftaya bay takım, iki haftaya yap birşeyler ahmet hoca yoksa durum sakat.

5 Eylül 2011 Pazartesi

çok acayip...

kulübün bölünmesi diye bir tabir oturdu önümüze, ulan yazacak birşey de bırakmadı bize,
takıma ruhunu katan oyuncular şimdi "fk" da, gençler ve amacı belli
olmayan (ama temelini az çok çözdüğümüz) bir yönetim de "kocaelispor"da kaldı.

-- kulüp bölündü ama camia da durum nedir? sezon başlasın bu konuyu da gündeme getirmek gerekecek... --

bence ikisini de desteklemek gerekiyor taraftar olarak, bu bölünmenin ardından
taraftarda da bir gevşeme var aslında, şucu bucu diye bölünmeler var gibi, bence bu muğlak durum pazar günü 16.00 da ismetpaşanın maratonunda
vücut bulamaz, taraftar her ne şartla olursa olsun yerini alır...

ama saha da istenilen tablo ile karşılaşırmıyız, ya da iki yılda süperlig hedefine uygun
bir takımı görebilirmiyiz yeşil çimde,

işte esas tehlike burada,

duyumlarıma göre oyuncuların geçişi için şart olarak konulan ödemeler kısmı biraz kadük olmuş,
söz verilen meblağlar hala ödenmemiş, ve hatta serdar ve ercanın da içinde olduğu
bir grup hala resmi sözleşme imzalamamış,

bu durum çarşambaya çözülecek diyorlar,

kötü olan herşeye zaten alıştık, bu sezonda kötüye gidiş devam ederse koymaz...
ilk hafta kötü olursa sonuç,
bu taraftarı artık kemoterapi ile tedavi ederler..